11 Mayıs 2014 Pazar

Her şey Nasıl Başladı

Pazar akşamı, akşam yemeğinden sonra genellikle tabi, o dolapta asılı skinny jean takılır gözümüze mesela. 18 yaşından kalma mesela, bi dünya da para vermişiz. Ne vermeye gitmiş elin, ne atmaya... Bir gün tekrar içine girerim umudu işte. Hani bi gün bi mucize olur bakarsın.
İşte ben diyorum ki o mucize olmayacak maalesef. Ama hadi o mucizeyi biz yapalım! Bu sefer girilsin o skinny jeane!



Bu pazartesi diyete başlıyorum! 
Bu sefer kesin olucak!
Bu yaza incecik giricem!



Hepimizin defalarca kurduğu cümleler değil mi? Peki niye o hedefe bir türlü ulaşamıyoruz? Ya da güç bela kiloları versek bile neden diyeti bıraktığımız gibi başladığımız noktaya dönüyoruz? Sanırım ben yaptığım hatayı buldum. Diyet ve spora geçici çözümler olarak baktığım, biraz olsun incelince hemen tatlıya hamur işine abanıp sporu salladığım için. Oysa sporu severek yapmak gerek. İster dans et, ister yoga yap, ister sahilde yürü. Ama bunları hayatının bir parçası haline getirmedikçe hiç bir zaman tam olmayacak. Yemek de aynı şekilde. Sağlıklı yemeği hayat biçimi haline getirmek gerekiyor. Hiç mi kaçamak yapılmayacak? Elbette hamburger de yiyeceğim, eklerleri de götüreceğim. Ama bunları haftanın belli bir günüyle sınırlandırıp o gün sporu da ihmal etmeyerek.

 Ne diyetisyenim, ne de sporcu. Kimseye kilo verdirmek gibi bir iddiam da yok. Bu blogda hiç bir zaman sabah şunu, akşam bunu yiyin yazıları bulamayacaksınız. Benim asıl derdim kendimle. Kendimi motive etmek, yaşam biçimimi daha sağlıklı hale getirmek! Bu esnada benim gibi başka insanları da motive edebilirsem ne mutlu bana! Kendi bulduğum ya da başkalarından öğrendiğim sağlıklı tarifleri, püf noktalarını ve nerelerde yanlış yaptığımla ilgili yazılar bulmanız için uğraşmayı düşünüyorum:)
Hadi o zaman bu sefer o skinny jeane girilsin. Sadece jean değil mini şortlar, mini etekler, sahilde karnına havlu örtmeden bikini giyebilme keyifleri bizleri beklesin!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder